01 Mart 2012 19:01
Gazel denilince, aklınıza hemen Divan Edebiyatı geliyor, değil mi?
Haklısınız!
Peki, günümüzde de Gazel yazan şair yok mu?
Az da olsa var tabi ki.
Bunlardan biri de, 1924 yılında Görele’nin Kuşçulu köyünde doğmuş bir şairimiz; Cemil Sabri Uzunömeroğlu.
Değerli Hayrettin Günay hocamızın 26 Şubat 2012 tarihli Yeşilgiresun’da yayınlanan “Türküler Söyledim” başlıklı yazısından öğrendiğime göre, bir kitabı çıkmış, Cemil ağabeyin.
Kızı Güzide Uzunömeroğlu Tekeş tarafından yayına hazırlanan kitabın adı da, yazının başlığındaki gibi, “Türküler Söyledim” imiş.
Ancak bu kitap, sevgili Cemil ağabeyimi sevindirecek yerde, çok sayıda dizgi hatasından dolayı hayli de üzmüş.
Şimdi hataları tek tek ayıklayıp, “Yanlış-Doğru” cetveli hazırlıyormuş.
Ne kadar özen gösterirseniz gösterin, “sakınan göze çöp batarmış” misali, maalesef bu tür hatalar hepimizin başına geliyor.
Sevgili Güzide’yi de hayırlı evlat duyarlılığından dolayı kutluyorum.
Trabzon Erkek Lisesi’nde de öğrenim gören şairimiz, uzun yıllar Gümrük Teşkilatı’nda görev yaptıktan sonra, 1981’de Yeşilköy Yolcu Salonu Gümrük Muayene Memuru iken emekliye ayrılmıştır.
Sanatçı bir aileden (Şair, yazar, ressam, bestekar…) gelen ve çok sayıda şiiri olan Uzunömeroğlu, aruz ve hece vezninden güzel örnekler vermiştir.
Bunlardan biri de, 99 beyitten oluşan “Yeni Gazel”dir.
Muhterem Cemil ağabeyime kitabının hayırlı olması dileklerimle…
Sağlık ve şiir dolu daha nice yıllar temenni ediyor, bize ayrılan sınırı aşmamak kaydıyla “Yeni Gazel”inin, günümüze en çok uyan beyitlerinden bir demet ile iki şiiri ve bir taşlamasını sunuyorum:
YENİ GAZEL
Ağaç şüpheye düştü dalındaki filizden
Diyor ki anlamıyor kimse melalimizden
Çarpık bina olundu devlet-i alimizden
Hemen anlaşılıyor perişan halimizden
(…)
Nutuklar irad edip Kastamonu halkına
Acele şapka giydik utanıp kelimizden
(…)
Bir kenara bırakıp sadakat yeminini
Harama meylederiz bıkıp helalimizden
Memleketin kaderi bağlandı milli and’a
Unutup andımızı caydık yeminimizden
Demokrasi diyerek yırtınıp duruyoruz
Gel gör ki cop palaska düşmüyor belimizden
At, avrat, pusat meğer Türk’ün şiarı imiş
Onun için sarkıyor tabanca belimizden
(…)
Oynatsa parmağını iki cilveli kadın
Düşeriz peşlerine ayrılıp eşimizden
(…)
Bir dava ortalama on yedi yıl sürermiş
Daha ne beklenirdi mefluc adliyemizden
(…)
Jandarma, polis, savcı bazen sorgulasa da
Asla fire vermeyiz saygın kafilemizden
Yatakta değil amma ayakta uyumuşuz
Sarahatle öğrendik ihtiyar ninemizden
(…)
Profesör ünvanlı bir sürü ekonomist
Çökertti hazineyi çıkamadık krizden
Hovardaca harcayıp milletin parasını
Hesapsız tacir gibi olduk sermayemizden
Tazelemek istesek akıncı ruhumuzu
Manzumeler okuruz Yahya Kemal’imizden
Allah rahmet eylesin şair Ziya Paşa’ya
Yakındığı teseyyüb çıkmadı hanemizden
Ağladık salya sümük karışıp birbirine
Alaturka dinleyip Sayın Emel’imizden
Milli merasim ile kestirdik zekerini
Şikayetler dinledik Ersoy Bülent’imizden
Anlamak istemedik anlattığı melali
Protestolar yedik Ahmed Haşim’imizden
Sağlam fikir yerine etrafa bağırmayı
Kemaliyle öğrendik Namık Kemal’imizden
(…)
Kurduk otağımızı tarih sayfalarına
Okuyup bozkurtları Atsız Nihal’imizden
(…)
Yakışmaz bize artık ebedi hovardalık
Feyiz aldıktan sonra Faruk Nafiz’imizden
(…)
Okuduk ağlayarak ağaç kasidesini
Bakıp boz tepelere Nihat Halil’imizden
(…)
Beğendik Fransız’ın şarap koklamasını
Öğrenip usulünü bay Orhan Veli’mizden
(…)
Arıtmak hevesine kapıldık dinimizi
İki mısra okuyup Mehmet Akif’imizden
Hayrettin Günay ile Özcan Temel olmasa
Kim haberdar olurdu söylesenize bizden
(…)
Trolle, dinamitle kazıdık köklerini
Mezgit bile çıkmıyor şimdi Karadeniz’den
(…)
Etrafına bakıp da karamsar olma Cemil
Elbet bir dara çıkar aziz milletimizden
Yine uyuduk diyor bazı gafillerimiz
Ne zaman uyandık ki hab-ı gafletimizden
Yakalamak istesek batı uygarlığını
Zampara şeyi gibi kayıyor elimizden
(…)
Aldırma şu cihanın gidişatına Cemil
Hisse alanlar olur bu nev gazelimizden
Kitap bizim dostumuz, mürşidimiz diyoruz
Yine toplatılıyor yazık evlerimizden
Hak, adalet, fazilet, haysiyet, şeref, namus
Maalesef onları düşürdük cebimizden
Tam bize göre idi muhterem Enver Hızlan(**)
Allah selamet versin memnunduk valimizden
Nereden çıktı Cemil bu sözleri söylemek
Şairlik işte bu ya koptu yüreğimizden
(*)Giresunlu Şairler, Seyfullah Çiçek, Mamaşoğlu Yayıncılık, İstanbul, 1997, s.125-128.
(**)Görele Kuşçulu köyünden olup; Trabzon, Malatya, Kahramanmaraş, Aydın, Edirne, Sakarya ve Balıkesir Valiliği yapmıştır.
LİMON KABUKLARINDA
Bir inilti sezerim
Limon kabuklarında.
Hislerimi ezerim
Limon kabuklarında
Varsa henüz nefesim
Bir cılız nağme sesim
Çırpınıyor hevesim
Limon kabuklarında
Dalınca bakışlarım
Çatılıyor kaşlarım
En güzel nakışlarım
Limon kabuklarında
HASRET TÜRKÜSÜ
Gönül çekemiyor hasretini ah
Her gece hayalin bana yar olur
Söyler son türküyü bahçemde sabah
Sen mesafelerde şahane gelin
Dolaşır bahtıma duvağın, telin
Ümidler boyunca uzanır elin
Öper dudaklarım bahtiyar olur
Gözlemek yolunu ne çetin sanat
Çilem yumak yumak, azabım kat kat
Değişir mevsimler, hıçkırır saat
Gözyaşım bağrımda soğur kar olur.
DÖRTLÜKLER
Dünya bende bir sarmaşık
Kılavuzum iki yılan
Onlar birbirine aşık
Biri gerçek, biri yalan
Anahtar Kelimeler:
Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?