Yine gündemde yeni Hes yapımı var.Yıllar önce de Çanakcı-Görele Deresine Hes kurulacağı fikri ortaya atıldığı zamanda, yapılmaya başlandığı zaman da buna karşı çıkmıştık. Yöremize bir yararı olmadığını, istihdam sağlamadığı gibi, Ülke ekonomisine de çok büyük katkısının olmadığı ve olmayacağı herkes tarafından söylendi. Yazıldı, çizildi. Protesto edildi. Çevreyi kirleteceği, doğa zarar vereceğini, yaşamı olumsuz yönde etkileyeceği hep bir ağızdan gür bir şekilde söylendi. Haykırıldı. STK’lar topluca karşı çıktı. Davalar açıldı. Bu uğurda ceza alanlar bile oldu. Zaten orada yaşayanlara sorsalar kimse istemiyor, istemez.
Buna rağmen izinler alınıyor, Hes’ler kuruluyor. Bunda yadsınacak bir tarafta yok. Böyle bir hak var, bunu kullanmak istiyorlar. Bugünde dün de dünyanın her yerinde, maden aramak ve çıkarmak içinde bu uğur da milyonlarca ağaç kesiliyor, yeşil alanlar tahrip ediliyor. Hayatı kolaylaştırmak adına bu madenlere de ihtiyaç var. Ne kadar önemli, duruma göre değişir.
Bizim ise karşı çıktığımız cennet İlçemizin kaç tane deresi var. Bir, iki tane. Malum birinin kenarına da çöplük yaptık. Buna da bir tane HES yaptınız, Hadi İki tane,Üç ,dört tane. Peki beş, altı tane yapmanın ne gereği var. Hepimizin göllerinde yüzdüğü, balık tuttuğu, gürül gürül akan derelerimiz bu gün, o kadar daralmış ki, yöremizin tabiri ile obuz (su harkı) haline gelmiştir. Çoğu gölümüz kurumuş, su çanağı (Cıbul) kadar kalmıştır. Hes’ciler diyor ya “Can Suyu” veriliyor, kurutmuyoruz. Bu can suyu da günlerce çölde kalmış birinin dudaklarını ıslatmasından öte bir şey değildir.
Değerli hemşehrilerim, bu işi oraya buraya çekmeden, sadece yöremizin ve insanlarımızın geleceği adına artık rafa kaldıralım. Zaten dere üzerinde yeterince Hes var. Günümüzde yenilenebilir enerjilerin çeşitleri çoğalmıştır. Hep aynı şeyi yapmanın bir birimizi taklit etmenin bir anlamı yoktur. Bir yerde 5 tane fırın var iken, 6.ncı fırını açmanın bir anlamı var mı? Mesela Güneş panelleri, Rüzgar gülleri kursak olmaz mı?
Çoğumuzun hayatında bu derelerin çok önemli yeri ve kıymeti vardır. Hepsinin çok güzel ve değerli anıları vardır. Çoğu sırf bu yüzden derler de yüzmek, balık tutmak, anılarını yaşamak için gider memleketine. Sonra Antalya’ya , Havaiye gittiği için kızmayalım.
Allahım sağlık sıhhat, uzun ömürler versin, Katip Şadi üstada şöyle bir türkü yaptırmayalım.
“ Hes’lere su tuttum. Dereleri kuruttum.
Şu Hes’lerin yüzünden, memleketi unuttum.”
Bu güne geldiğimizde, illa da bu dere üzerinde yeni bir Hes yapacağım demenin bir anlamı yok. Yapılan her Hes, bizlerin ve orada yaşayan hemşehrimizin yaşam konforunu ve kalitesini azaltıyor. Havasına suyuna, ekmeğine, aşına, sağlığına zarar veriyor. Bilim insanları dünyanın gittikçe çölleştiğini, ileri de yaşam alanlarının daralacağını, Ülkemizde yaşanacak birkaç yerin biri de Karadeniz bölgesinde olabileceğini söylüyorlar. İnsanlar, Derelerde oluşan çevre kirliğinden dolayı şikayet eder iken, şimdi bu Hes’lerin vereceği zararın üzüntüsünü yaşamaktalar. Dereler hayat demektir. O yüzden onu kollayıp gözetmek hepimizin görevidir. Aynı zamanda bize bırakılan bir mirastır. Onları aldığımız gibi gelecek nesillere de aktarmamız gerekir. Nasıl Vatana, topluma, aileye karşı sorumluluğumuz var ise, doğaya karşı da yerine getirmemiz gereken görevlerimiz var . Geleceğimize sahip çıkmalıyız. Bunları gelin yeniden yapalım desek bir taşını, çakılını bile oluşturamayız. Asırlar içinde oluşan bu güzelliklerimizi, değerlerimizi kendi elimiz ile yok etmeyelim. Hem oralarda yaşayanların hem de gelecek nesillerin haklarına girmeyelim. Birlik olalım Derelerimizi hep beraber koruyalım. Sonuçta,hepimiz aynı derenin balığıyız. 05.06.2020
Anahtar Kelimeler: Birol Kardaş, Hes Çanakçı deresi
Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?